Yabancı Sözcüklerin Dilimize Aktarımı

0
realist

IRC'de, forumlarda ya da günlük konuşmalarımızda iş gereği, haddinden fazla yabancı sözcük kullanıyoruz. Kurallara uygunluğundan vazgeçtim, galat-ı meşhura razıyken aramızda bütünlük oluşturmayı dahi başaramadığımızı görüyorum.

Engin Ardıç bugünkü yazısında bu konudan söz etmiş. Hem benden çok daha iyi bilir, hem de çok iyi anlatır. Bana yalnız gençleri yönlendirmek kalır.

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=105130,10,2

Görüşler

0
mos
ne derin konu..

öncelikle şunu söylemeliyim: ben dilimize yabancı sözcüklerin girmesinden rahatsızlık duymuyorum. bunun doğal bir şey olduğunu, dilin de yaşayan bir "şey" olduğunu, bu yüzden çevresel etkilerden etkilenmesinin gayet normal olduğunu düşünüyorum.

yabancı kelime girmesin diye zorlarsak, dil kısırlaşır.

her yabancı kelimeye "mutlaka" bir türkçe karşılık bulmalıyız diye düşünürsek bu defa da "komik" durumlar söz konusu olabilir. malum her uydurma sözcük "bilgisayar" kadar başarılı değil..

fakat sözcüğün yerli malı olması, yabancı olması bir şey, bunu yanlış yazmak başka bir şey..

fakat biz daha kendi kelimelerimizi bile doğru yazamıyoruz, kalkıp da konjonktur mü yazmak lazım, konjenktür mü yazmak lazım diye tartışmak ne kadar anlamlı ya da yapıcı olur emin değilim.

eğer yazının hedef kitlesi "selamsss naber yaw" diye selam veren internet insanlarıysa zaten tıp bu konuda çaresiz :)

0
mos
mesela bir örnek:

http://www.meteoroloji.gov.tr/2006/tahmin/tahmin-uyarigoster.aspx?sN=8020005

uzantı gov.tr ama içerik co.uk olmuş.. (extrem)
0
Tarık
soru 1:

"Dil, millet için önemli kavram lardan biridir." cümlesindeki kavram kelimesinin hayatımıza giriş tarihini ve ilk icadında edebiyat dünyamızda nasıl tepkiler yarattığının ve şimdiki alışılmışlığının gerçekçi çözümlemesini yapınız.
0
mos
demek istediğimi anlamış olmalısın.

bana kamutay eğreti geliyor. sürekli kullanılsa her halde böyle gelmezdi. ama geliyor işte..

kelime üretmek o "kavram" ı ilk bulmakla filan ilgili. yani ya teknolojik bir şeyi sen keşfeder ve ismini koyarsın,

ya da hazır keşfedilmiş bir şey senin coğrafyana girip, dergilerde gazetelerde yer almaya başlar başlamaz ismini koyar, halkın arasına salarsın.

sonradan olmaz, olunca eğreti oluyor işte..

ha bunu yaparken de o ingilizce, olur. bu farsça, olmaz. demeyeceksin. arapça diye dilinden kelime atıp, yerine fransızcasını koymayacaksın..

ama hepsinden önemlisi dilimi korumalıyım diye her kelimeye türkçe karşılık uydurmak "zorunda hissetmeyeceksin".

çok boyutlu bir olay yani..
0
FZ
'üçgen' sözcüğü de eğreti geliyor mu size acaba? Peki ya 'uçak' sözcüğü (o sözcük 'tıkınak', 'yiyek', 'gidek', 'gelek' gibi bir sözcük ;-). Hmm, örnekler çoğaltılabilir. 'Eğreti geliyor' gibi değer yüklü bir laf yerine 'pek kullanmadım o yüzden karşılaşında anlamını hemen hatırlayamıyorum' desek daha açık ve doğru bir ifade olmaz mı? Görüldüğü gibi binlerce yıllık bir kavrama 'üçgen' diyebildiğimiz gibi kendi bulmadığımız bir teknolojiye de 'uçak' lafını yapıştırıp afiyetle kullanabiliyoruz.
0
mos
şu andan itibaren konu benim için tartışma değil. çünkü farklı düşünmüyorum sizden.

ama şöyle özel durumlar var, üçgen 'i yanılmıyorsam Atatürk soktu dilimize. ama zamanlama çok önemli, tam toplumsal olarak low level format yemişken soktu.

biraz diğer kelimeler için de geçerli..

artık iletişim öyle bir boyut aldı ki, 13 yaşında çocuğun bile 'gözü önünde' dönüyor dünya. bir yerde çıkan şey dünyanın her noktasında anında duyuluyor, benimseniyor, reddediliyor, kullanılıyor v.s.

bu da işleri zorlaştırıyor tabi.

yani 50 sene önce computer 'a kompüter demeyip bilgisayar demek ve bunu topluma benimsetmek mi daha kolaydı?

yoksa aynı şeyi bugün yapmak mı daha kolay olurdu?

bence arada ciddi bir fark var.
0
erhanbaris
eskiden osmanlica vardi. peki simdi ne olacak? turkche mi :D
0
sefalet

..dilin de yaşayan bir "şey" olduğunu..

Ot da yaşayan bir şey. Ne kadar çok seviyoruz dili tarif ederken onun "canlı" olduğunu vurgulamayı. Sanki endemik bir bitki. İnsanla ilgisi yok dağda bayırda yetişiyor dil çünkü. Madem öyle şöyle diyelim o zaman; dil evcil hayvan gibidir yani doğada kendi başına yaşama şansı az. O yüzden hayvana birinin bakması gerekiyor.

yabancı kelime girmesin diye zorlarsak, dil kısırlaşır.

Bunu söyleyen olduğunu sanmıyorum. Farklı kültür ve dillerde üretilmiş kavramları ana dile çevirmek onlara karşılık bulmak başka, diğer dillerden ve kültürlerden etkilenmeyelim hiç bir şey almayalım demek başka. Karıştırılmasın bu kadarı da artık.

0
ersin2k
Bir zamanlar bilgisayar a ek olarak "Printer" karşılığı için bilgiyazar terimi önerilmişti. Hatta çok eski dergilerde ve makalelerde kullanıldığını bizzat görmüştüm. Sanırım bu konu hiç eskimeyecek. Yabancı kelimelerin zorunlu olmadıkça girmemesinden yanayım. Ama örneğin "Linux" veya "Truetype" ın karşılığı ne olabilir. Bazı kelimeler çevirildiklerinde tam olarak yansıtamıyorlar anlamlarını. Switch in karşılığı anahtar olmasına rağmen bir türlü alışamadım anahtar demeye...
0
realist
Anlaşabildiğimiz sürece sorun yoktur. Switch'e anahtar demeyi ben de doğru bulmuyorum çünkü switch, network (ağ?) ile uğraşanların dilinde belli bir cihazın adıdır, dilimizdeki anahtarla ilgisi yok elbette.
Çalışma arkadaşıma hub ile switch arasındaki farkı anlatabilirim. Söze hub'a poyra veya göbek, ya da kavşak ve anahtar diyerek başlarsam anlaşabileceğimizi sanmıyorum.
0
dasgin
Şunu açıklayarak anlaşma yönünde bir adım atabilirsiniz sanıyorum:

"Hub" bir bacağına gelen veriyi diğer bacaklarına ilettiği için yani bilgiyi yinelediği için "yineleyici"; "Switch" ise bir bacağına gelen veriyi diğer bir bacağına anahtarladığı için "anahtar" karşılıklarını kullanıyoruz.

Kolay gelsin.
0
FZ
'Anahtarlamak' şeklindeki sözcüğün teknik terim olarak anlamını bilen insanların kendi aralarında 'anahtar' sözcüğü konusunda bir sıkıntı çektiklerini sanmam. Anahtar deyince sadece kapıyı açan anahtarı düşünüyorsa ortamdaki insanların çoğu ve başka bir teknik kullanımını duymadılarsa o zaman evet alışmaları vakit alacaktır ve vakit kaybetmek istemeyen biri de kafa karışıklığını engellemek için sviç deyip geçebilir.
0
realist
Linux ve Truetype özel isimdir, hatta markadır.
0
ersin2k
Evet kesinlikle, kötü örnekler (ve marka) olduklarının farkındayım. Zaten karşılığı olamaz manasında kullanmak istedim. Ancak pek çok yerde de TrueTypeFont karşılığı olarak karşımıza "Gerçek Tip Yazıyüzü" gibi çeviriler çıkmakta.
0
realist
Bu vesileyle string yerine "katar" vb. çevirilerle "bu buu nedir buuu" diye bağırarak koşmama sebep olan, programcılık hevesimi köreltenlerin kulakları çınlasın.
0
fkoksal
Yabancı sözcüklerin dilimize girmesi iyi olmayabilir belki, ama daha kötüsü ve tehlikelisi var ki o da halihazırda kullandıklarımızın içlerinin boşaltılıp onlara yeni anlamlar yüklenilmeye çalışılması (Bakınız: Laiklik). Aman laiklik dedik diye uzun bir tartışma başlamaya...
0
dasgin
Göz gezdirirseniz sevinirim:

http://www.bodyforumtr.com/vbforum/bilgisayar_kelimesi_nas_l_retildi-t6605.html
http://www.emo.org.tr/resimler/ekler/26c321538d951fe_ek.pdf?dergi=1

"Neden bilgisayar dediniz peki?

Saymak sözcüğünün çok anlamı var. Bilgisayar sayısal bilgiyi saklıyor, işliyor. Sayışım hesap yapmaktır. Birçok dilde, hesap yapmak anlamına gelir. Ayrıca sayıp dökmek; yani döküm yapmak anlamı da var. Bilgisayar da tam da bu işleri yapıyor. Sonunda 1969 yılında Hacettepe Üniversitesi olarak gazeteye bir ilan verdik ve "Bilgisayar kiralanacaktır" dedik. İlk kez orada kullandık bilgisayar sözcüğünü.

Hemen kabul gördü mü?

Bazı insanlar hemen kabul etti, ama özellikle yabancı dille okumuş insanlara çok ters geldi. "
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Erciyes Üniversitesi Linux Topluluğu GNU/Linux Dergisi Çıkardı

anonim

Bilişim Kulübü altında faaliyet gösteren Erciyes Üniversitesi Linux Topluluğu (EULT) 2007 yılında kuruldu. Açık kaynak kodlu yazılıma katkıda bulunmak, GNU/Linux'a yeni başlayanlara rehberlik etmek amacıyla yola çıkan topluluk 2008 Ocak ayı itibarı ile e-dergisinin ilk sayısını yayınladı.

Dergiye http://universitem.erciyes.edu.tr/eult_e_dergi_1.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Kitap Eleştirisi: Süper Hesap Uzmanları

FZ

Makine öğrenmesi konusu ile ilgilendiğim için askere gitmeden önce Ian Ayres'in 'Süper Hesap Uzmanları : Sayılarla Düşünmek Neden Zeki Olmanın Yeni Bir Yoludur' kitabını okumuştum. 2008 yılının Mart ayında Türkçesi yayımlanmış kitabın makine öğrenmesi, veri madenciliği ve genel anlamda istatistiğin gücü ile ilgilenen herkesin okuması gereken türden bir kitap olduğuna inanıyorum. Yani işadamları da bilgisayar yazılımcıları da çözmeye çalıştıkları problemleri daha iyi anlamak ve daha akıllıca çözümler geliştirmek için bu kitaptan feyz alabilirler.

Her ne kadar söz konusu kitap (Freakonomics'in yazarlarıdan) Steven D. Levitt gibi yazarların övgüsüne nail olmuşsa da hem içerik hem de çeviri konusunda bazı eleştirileri hak ediyor. Kitabı okurken not ettiğim bazı noktaları aşağıda listeledim:

Açık Akademi'den yeni kitap: Kullanışlı Web Siteleri Yaratma!

anonim

Kaliteli bilişim kitaplarını Türkçe'ye kazandırma projesi çerçevesinde Açık Akademi yeni bir kitabı daha okuyucuyla buluşturdu.

New Riders Press tarafından çıkarılan ve özgün ismi "Don't Make Me Think: A Common Sense Approach to Web Usability" olan kitap Türkçe'ye tercüme edilip basılmıştır. 25 YTL etiket fiyatıyla raflara gönderilen kitap Açık Akademi web sitesinden 22 YTL'den (KDV + kargo dahil) satışa sunulmuştur.

OpenGL ve GLUT İle Oyun Programcılığına Giriş

FZ

Bu ay çıkan ve Şerif Gözcü tarafından yazılmış "OpenGL ve GLUT İle Oyun Programcılığına Giriş" isimli eser, Türkçe bilgisayar kitapları dünyasında eksikliği hissedilen bir alanı doldurma iddiasında.

Yazılımbilim - 1. Bölüm

malkocoglu

Teorik yazılımbilim, günümüzdeki bilgisayarların soyut temelini oluştuyor. Bu alanda isimleri tanıdık gelen Turing, Church gibi kimseler olduğu gibi, diğer alanlardan bilim adamları mevcuttur, mesela Kurt Gödel. Tarihçesi belki de ünlü matematikçi Hilbert'in 1900 yılında bir beyan ettiği "açık problemler"'den 10'cusuna kadar giden yazılımbilim, bir problemin çözülebilirliğini ispat etmek için algoritmanın ne olduğundan başlayarak, bazı algoritmaların çözülemeyeceğini bulmak ile devam etti, ve nihai olarak günümuz donanımının altyapısını hazırlayarak önemli bir alan olarak kendini ispat etti.